BBC araştırması: Nijeryalı vaiz, yerleşkesinde yıkılan binayla ilgili gerçekleri nasıl gizledi?
10 mins read

BBC araştırması: Nijeryalı vaiz, yerleşkesinde yıkılan binayla ilgili gerçekleri nasıl gizledi?

BBC, dünyanın en büyük kiliselerinden birinin kurucusu olan Nijeryalı vaiz T. B. Joshua’nın, 2014 yılında yerleşkesinde çöken binada ölenleri gizlediği ve ailelerini, olaydaki rolüyle ilgili sessiz kalmaları için tehdit ettiği yönünde kanıtlara ulaştı. Yıkılan binada en az 116 kişi ölmüş ve olay Afrika’da bir ibadethanede gerçekleşen en büyük felaketlerde biri olara kayda geçmişti.

BBC’nin araştırması, T. B. Joshua’nın Lagos’taki Tüm Milletler Sinagog Kilisesi’nde (SCOAN) yaşanan olayın iç yüzünü ilk kez ortaya koyuyor. Yıkıma neyin sebep olduğunu ve vaizin üstünü nasıl örtmeye çalıştığını açığa çıkarıyor.

BBC ayrıca Joshua’nın müritlerine tecavüz ettiğine ve işkence uyguladığına dair detayları da ortaya koymuştu.

12 Eylül 2014’te gerçekleşen olaydan iki gün sonra T. B. Joshua kamuya açık bir konuşma yaparak yıkıma binanın üzerinden geçen bir uçağın sebep olduğunu söylemişti.

Ancak bir Lagos savcısının soruşturması, ilk yardım çalışanlarıyla aynı görüşteydi. Ziyaretçilerinin kaldığı bu binanın yıkımına, yapısındaki hatalar neden olmuştu. Bina gerekli izinler alınmadan inşa edilmişti.

Görgü tanıkları BBC’ye T. B. Joshua’nın, yıkılmadan önce binanın ciddi yapısal problemleri olduğu konusunda uyarıldığını ve uçak açıklamasının bir “yalan” olduğunu söylüyor.

T. B. Joshua’nın müridi olarak Lagos’taki yerleşkede 10 yıldan fazla kalan Emmanuel “Binanın sağlam olmadığını biliyordu” diyor.

BBC’nin görüşme yaptığı diğer tüm eski müritler gibi o da yalnızca ilk isminin kullanılmasını tercih etti.

T. B. Joshua’nın, yıkılmadan saatler önce, binanın “sallandığına” dair bir rapor aldığını söylüyor.

Birden çok görgü tanığı, ziyaretçilerin uyarılmadığını söylüyor. Bunun yerine 200’den fazla kişi, öğle yemeği için binanın giriş katındaki yemek odasına yönlendirilmişti. Binanın beton altı katı yıkıldığında, salonda oturuyorlardı.

Pek çok kişi anında hayatını kaybetti, ancak 100’den fazlası canlı şekilde enkaz altındaydı.

“İnsanların ‘yardım edin’ diye haykırdığını duyabiliyordum” diyor Emmanuel. Birkaç dakika içinde olay yerindeydi:

“Sesleri zayıflıyordu ve öldüklerini anlıyordunuz.”

Diğer tanıklar, gözlerini ve uzuvlarını kaybeden, korkunç şekilde yaralanmış insanları betimliyor.

Kilisede mürit olarak 12 yıl kalan İngiltere’den Rae, “Binanın , T.B. Joshua’nın inşa ettiği yüksekliğe uygun olmadığı oldukça açıktı” diyor.

T. B. Joshua işçilere daha fazla kat inşa etmelerini emrettiğinde orada olduğunu söylüyor: “Temel bu kadar katı taşıyacak şekilde inşa edilmemişti. O ise ‘Daha yüksek istiyorum. Daha yüksek olmalı. Daha yüksek olmalı’ diyerek zorlamaya devam etti.”

BBC’ye konuşan görgü tanıkları T. B. Joshua olması gerektiği gibi tepki gösterseydi, yıkımdan sonra da daha fazla canın kurtarılabileceğini söylüyor. Bunun yerine ilk yardım ekiplerinin 24 saat boyunca olay yerine girmesi engellendi. Kilise çalışanları amatörce ve dikkatsizce göçük altında kalanları kurtarmaya çalıştı. Mekanik araçlar ya da tıbbi tedavi yerine kilisenin tamir aletleri kullanıldı.

Bir adamın kiriş altında kalan bacağı elektrikli testere ile kilise çalışanı tarafından kesildi.

Bunları anlatırken titreyen Emmanuel, “Çığlık atıyordu” diyor. Adamın hayatta olup olmadığını bilmiyor.

“Beni travmatize eden çok fazla şey gördüm… Ezilen yüzler…” diyor o sırada ergenliğinin sonlarında olan mürit Michael.

Olay yeri büyük bir duvarla kamuya kapatıldı, kiliseden çok sayıda kişi susturuldu. Yıkımın ardından yaşananların tanıklıkları daha önce hiç yayımlanmadı.

Michael dahil üç kaynağın anlattıklarına göre, T. B. Joshua medya ve yetkililerden saklamak için çalışanlarına, ölü beden yığınlarını gece boyunca olay yerinden kaldırmasını emretti.

İki kişi, bunun kaydedilmesinin ve kasetlerin T. B. Joshua’nın ofisine bırakılmasının istendiğini söyledi.

“Onları ceset torbalarına koyarken kaydettik ve kayıtları T. B. Joshua’nın ofisine bıraktık” diyor Michael.

İngiltere’den T. B. Joshua’nın eski bir müriti olan Chloe da yıkım sonrasında yaşananlara tanık oldu. Bir otobüse bindiğini ve anında kötü kokuyu aldığını söylüyor.

Şoför ona, aracın “cesetle dolu” olduğunu, “basın görmesin diye onları gece taşıdıklarını” söyledi.

Birden fazla kaynak, ölü sayısının, kilisenin söylediği 116’dan fazla olduğuna inandığını söyledi. O sırada binada olan kilise çalışanı ve arkadaşların resmi ölü listesinde yer almadığı vurgulandı.

Nijerya otoriteleri felakete karşı güçlü bir duruş sergiledi. Lagos savcısı T. B. Joshua’nın cezai ihmal suçundan ceza almasını önerdi.

Tüm çağrılara rağmen papaz asla mahkemeye çıkarılmadı.

Bazı eski müritler, papazın o dönemde yüksek miktarda nakit para dağıttığını söylüyor. Buna ölenlerin ve yaralananların aileleri de dahil.

T. B. Joshua’nın eski müritlerinden Sihle, BBC’ye, Güney Afrika’da, akrabalarını kaybedenlere “çantalar dolusu para verdiğini” anlatıyor.

“Basına konuşmamaları gerektiğini söylüyorduk. Temelde onları susturuyorduk.”

Güney Afrika’dan üç aile BBC’ye kilise temsilcilerinin kendilerine para vererek onları basına konuşmamaları için ikna etmeye çalıştıklarını anlatıyor.

Güney Afrika’da yaşayan Llwandle Mkhulisi, felaket sırasında kaybettiği kız kardeşi Pumzile için teklif edilen “kan parasını” reddettiğini söylüyor.

Yine Güney Afrika’dan Sonny Madzhiye, kiliseden ilk gelen 2 bin 500 dolar değerindeki nakit parayı kabul ettikten sonra yıkılan binada ölen ergenlik çağındaki kızı Sibongile için önerilen sonraki para tomarlarını reddetti.

Bu parayı onu susturmak için teklif ettiklerini fark ettiğini söylüyor. Daha fazla para almayı reddedince T. B. Joshua onu telefon aramalarıyla taciz ve tehdit etti: “Bana, ‘Neyi kaybettiğine odaklanırsan, her şeyini kaybedebilirsin’ gibi mesajlar gönderdi.”

“Şimdi beni, kızımı kaybettiğim gibi tüm ailemi kaybetmekle tehdit ediyor.”

Madzhiye, BBC’ye T. B. Joshua tarafından yapılan arama kayıtlarını ve mesajları gösterdi.

Daha sonra Nijerya asliye hukuk mahkemesinde SCOAN’a dava açtı, halen sürüyor.

Sihle, gazetecilere de olayla ilgili haberlerini etkilemek için finansal teşvik sağlandığını söylüyor.

“Çeşitli olaylarla ilgili kiliseye gelen gazeteciler vardı, ancak ellerinde bir zarf ile ayrılırlardı… Dolarla para verirdi.”

T. B. Joshua’nın basın departmanında çalışan Chloe, birden çok gazetecinin bu dönemde para aldığını doğruladı. Bu BBC ve soruşturmayı beraber yürüttüğü Open Democracy’ye konuşan iki gazeteci tarafından da doğrulandı.

Nijeryalı gazeteci Nicholas Ibekwe’nin Eylül 2014’te yaptığı bir gizli kayıtta, T. b. Joshua’nın masa etrafındaki gazetecilere zarflarla para verdikten sonra net bir şekilde, “Şimdi ne yazacaksın?” dediği duyuluyor. Ibekwe para teklifini reddetti.

Kilise’de 20 yıldan uzun bir süre geçiren Emmanuel ve Michael, T. B. Joshua’nın Lagos savcısının soruçturması sırasında, kendilerine para zarflarını arabalarla Nijeryalı politikacılara ve yargıçlara götürmelerini emrettiğini söylüyor.

“Her şeyin üstünü örttü” diyor Emmanuel, “Tüm sistemi satın aldı”.

T. B. Joshua Haziran 2021’de 57 yaşında öldü. Ancak kilise karısı Evelyn’in yönetiminde faaliyetlerine devam ediyor.

BBC, yıkılan binanın yanı sıra T. B. Joshua hakkındaki tecavüz ve işkence iddialarıyla ilgili yorum almak için şu anki kilise yönetimiyle iletişime geçtiğinde “Tanrı’nın elçisi T.B. Joshua hakkında asılsız iddialarda bulunulması yeni bir olay değil. İddiaların hiçbiri kanıtlanamadı” dendi.

Bugün, çok sayıda SCOAN üyesi, binanın yıkımına gizemli uçağın sebep olduğuna inanıyor. Kilise tarafından bu iddia ile üretilen videolar dünya çapında yayın yapan Emmanuel TV kanalında ve YouTube’da yayımlandı.

T. B. Joshua’nın müriti olarak 14 yıl geçiren Chloe, “ölenlerin ailelerinin büyük bir adaletsizlikten dolayı acı çektiğini” düşünüyor.

Yaklaşık 10 yıl sonra, yıkımla ilgili kimse cezalandırılmadı.

“Kızımı kiliseye, ölüme gönderdiğimi bilmiyordum” diyor ağlayarak Madzhiye, BBC’ye yaptığı konuşmada. Kızının odasını hâlâ olduğu gibi koruyor.

“Kızım diri diri gömüldü. Acımız çok büyük. Hâlâ adalet bekliyorum.”

Bu Africa Eye araştırması Charlie Northcott, Helen Spooner, Maggie Andresen, Yemisi Adegoke ve Ines Ward tarafından yapıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir